Filmin orijinal adı The Imitation Game dilimize ise Yapay Oyun olarak çevirmişler. Film gerçek bir olaya dayanıyor ve Andrew Hodges‘in Alan Turing: The Enigma adlı kitabının hikaye edilmiş hali. Kitap bazı satış sitelerinde mevcut tabi doğal olarak ingilizce fakat aynı konuyu ele alan Türkçe yazılmış kitaplarda yok değil ilgilenenlere tavsiye olunur.

Film hakkındaki bilgilere ve oyuncularına bakarsak Turing’i Benedict Cumberbatch adındaki İngiliz oyuncu canlandırıyor. Diğer isimler ise şöyle; Keira Knightley (Joan), Hugh Alexander (Matthew), Rory Kinnear (Detective) birde genç Alan’ı canlandıran arkadaş var; Alex Lawther. Filmin yönetmeni ise Morten Tyldum, süresi 114 dakika ve IMdb puanı 8,1.
Konu olarak kısaca bahsedersek film II.Dünya Savaşı sırasında matematikçi ve bilgisayar bilimcisi olan Turing‘in Almanların savaşta şifreleme ve iletişim için kullandıkları Enigma adlı makine kodlarını çözme girişimini ve çabasını ele alıyor. Tabi bunu yapmak için seçilmiş kişilerden oluşan bir ekip olarak çalışıyorlar. Bu ekipte kimler var; Kriptograflar, dil bilimciler ve matematikçiler.
Hükümet çalışmalarını yaparken ekipten özel bir gizlilik istiyor. Ekibe ve özellikle Turing‘e büyük maddi destek veriyor aynı zamanda üzerinde baskılarda var. Çünkü Turing karakter olarak anlaşılması zor aslında daima anlaşılması gerektiği gibi konuşan biri. -Kitleler aynı anormallikler üzerinde hem fikir oldukları için Turing gibi bir insan onlara farklı ve onu anlamak diğerlerine zor gelmiş demek ki.- Turing gençlik yıllarında da bunun acısını çekmiş okulunda ve çevresinde dışlanmış, filmde de bunları görebiliyorsunuz. Çünkü film birazda Alan‘ı ve onun geçmişini anlatıyor ek olarak aynı zamanda savaş görüntülerine de yer verilmiş.
Şunları ek olarak belirtmeliyim ki filmi izlerken veya filmin sonundaki değerlendirmenizi siyasi bir gözle veya tarafgirlik yaparak yahut Turing‘in eş cinselliği konusu üzerinden yapmamanız. Eğer ki bunları yapmazsanız filmden faydalanabileceğinizi düşünüyorum. Zaten filmin sonunda göreceksiniz ki Turing bu uğurda oldukça uğraşıyor ve sonunda kime göre? bilmiyorum ama bunun bedelini bir şekilde ödüyor. Ben filmde enigma kodlarını çözmenin başarısının üstünde harcanan belki de yok edilen bir bilim insanı gördüm. Sizlerin de görüşlerini yorum olarak bekliyorum.
Filmde dikkate değer bir diyalog var!
- (Alan) – Ne okuyorsun sen?
- (Christopher) – Kriptografi hakkında bir şey.
- (Alan) – Gizli mesajlar gibi mi?
- (Christopher) – Gizli değil harika kısmı da bu. Herkesin görebildiği mesajlar ama anahtarı yoksa kimse bilemez.
- (Alan) – Konuşmaktan ne kadar farklı?
- (Christopher) – Konuşmak mı?
- (Alan) – İnsanlar birbiriyle konuşurken ne demek istediklerini asla söylemezler. Başka bir şeyler söylerler ve yalnız senden ne demek istediklerini anlaman beklenir. Ancak asla yapmam. Peki, nedir farklı olan?
Hormonal tedavi cezası verildikten bir yıl sonra 7 Haziran 1954’te Alan Turing intihar etti. Öldüğünde 41 yaşındaydı. 1885 ve 1967 yılları arasında Britanya Hukuku gereğince yaklaşık olarak 49.000 homoseksüel erkek ahlaksızlık nedeniyle mahkum edildi. 2013’te Kraliçe II.Elizabeth ölümünün ardından Turing’e kraliyet affı bahşedip eşsiz başarılarını onurlandırdı. Tarihçilerin tahminine göre Enigma’nın kırılması savaşı iki yıldan fazla kısaltarak 14 milyon hayatı kurtardı. 50 yıldan fazla devlet sırrı olarak kaldı. Turing’in çalışmaları bilim adamlarının “Turing Makineleri” diye adlandırdığı araştırmalara ilham kaynağı oldu. Bugün o makinelere bilgisayar diyoruz.
Enigma filmiden.
Umarım beğenerek izlersiniz.